1 Şubat 2017 Çarşamba

FİZYOTERAPİST ELİF HUSKALAR.. BİR TAVSİYE.. BİR ÖNERİ...

Bir fizyoterapist atasözü der ki; "Hekimler hayat kurtarır, biz o hayata anlam katarız."

Doğru mu doğru... Ameliyattan başarılı çıkarsınız, ama o uzvu layıkiyle kullanamazsanız keyfiniz yerine gelmez. Bu noktada da fizyoterapi devreye girer. 

Neymiş bu tıp diliyle Fizyoterapi, halk diliyle Fizik Tedavi diye baktığımızda;

Hastalıkları su, ışık, hava elektrik v.b. fiziksel ve mekanik yöntemlerle tedavi etme yöntemi deniyor tıp diliyle.. Halk diliyle ise de;  gözünüzün yaşına bakmadan, "ay şimdi kırılacak" demenize sebeb olarak,  uzuvlarınızı kuvvetlice bir o yana, bir  bu yana çevirerek, acıya katlanmayı öğretme sanatı. 

Bloğumdaki  Kırılganım Ben,  Organ bağışı, Kök hücre ve en son da bu yazımla benim bu aralar sağlık sektörüyle nasıl haşır neşir olduğumu farkettiniz mi bilmiyorum. 

Bu da size içinde bulunduğum durumun  halet-i ruhiyetimi bir nebze anlatıyordur umarım. Polyanna yönümle bakarsak; bloğuma konu bulma sıkıntısı çekmiyorum böylece. Sağlık sektörüyle ilgili gözlemleri anlatıyorum. 

İşte bu noktada, bana bu yazıyı yazdıran sıradan bir fizik tedavi sonrası duyulan duygu  değil. Fizyoterapistim Sayın Elif Huskalı'nın insanlara davranış şekli..

Fizyoterapist Elif HUSKALAR
Balat Or-ahayım Musevi Hastanesinin Fizik Tedavi ve Rehabilasyon bölümüne geldiğimde böyle şirin, insancıl biriyle karşılaşacağımı ummuyordum.


Bu arada; "Or-ahayım da ne demek ola ki, yoksa hayırsever bir Musevi İşadamının ismi mi? " diye araştırmacı gazetecilik ruhumla araştırınca, Or-ahayım'ın "Hayat Işığı" anlamına geldiğini öğrenmiş bulundum. Haliç'in kenarında, geçmiş zamanı fısıldayan bu hastane, eskilerde  fakir musevi halk için bir dispanser olarak yapılmış, zamanla da bugünkü şekliyle  hastaneye çevrilmiş, şeklinde küçük bir bilgi notundan sonra Fizik Tedavi bölümüne yöneldim, daha merdivenden çıkarken  Hoşgeldiniz Serpil hanım diye size hitap edişi, güleryüzü, sizin kendinizi hoş hissetmenize neden olacak  hoş bir Fizyoterapist ile karşılaştım. Asistanların güleryüzü, bankodaki görevlilerin bile samimiyeti bana doğru yerde olduğum hissini en başta verdi. 

Aslında bilemedim ki, bu şirin fizyoterapist parmaklarımı geri geri ittirecek,  ellerimi  kökünden koparırcasına çekecekmiş, ama olsun, bende bu tedavi sonunda kibar tavrına bağırmam ayıp olacak diye kendimi sıkarak gülümsemeyi öğrendim. 


 İster vücudunuza elektrik versin, ister suya elektrik koyup içine elinizi soksun yine de "ohhh elektrik aldım sizden" diyeceksiniz.. 14 vida ile ne zorluklarla düzeltilen bileğinizi tekrar bükmesine izin verecek, ay şimdi vidalarım atacak diye acı duysanız bile, fizyoterapistimi üzerim diye acınızı içinize gömüp, acıların kadını olarak oturacaksınız. 

Neden; çünkü  gerçekten mesleğine bu kadar önem veren kişileri görmeye hasret kaldığımız için, herkesi önemseyen, ilgilenen Fizyoterapist Elif Huskalar'a minnet duyduğum için. Burdan sevgilerimi gönderiyorum..

Gönderiyorum; çünkü daha 10 gün olmadan şu yazımı 10 parmak hızlı bir şekilde yazabiliyorum. Nasıl bir teyze, "parmaklarımı iyi ettiniz, dolma sardım, size getirdim" diyorsa,  nasıl diğer teyzem "beni de düzelttiniz, parmaklarımla size bu atkıyı ördüm" diyebiliyorsa, ben de parmaklarımıX sayenizde kullanarak size bu teşekkür yazımı yazıyorum.

Bu arada; sevimli tavrıyla Asistan Ülkü hanımı da unutmuyorum. Ekip olarak insanı rahatlatan, mesleğini layıkıyla yapan sempatik Ülkü hanıma da çok ama çok teşekkür ediyorum. Bir teşekkür de tabii ki Uzman Dr. Tanju Özsönmez'e. O bana 30 seans yazmasaydı, ben bu güzel insanlarla karşılaşamazdım.

Gençlere  desteği, sınava gireceklere "yapacaksın" diyerek yaptığı motivasyonuyla, yaşlı teyzelere ise yaşama sevinci aşılamasından dolayı çok teşekkür ediyorum Sayın Elif Huskalar'a....

Yolu açık olsun, başarıları onunla daim olsun. Bize düşen de herkese önermek..  Böyle değerli şahsiyetleri herkesin bilmesini sağlamak.